Türkiye ile Birleşik Krallık arasında demir yolu alanındaki temaslar Ankara’da düzenlenen forumla yeni bir boyut kazandı. İki ülke, hidrojenli tren teknolojisinde ortak bir çalışma planı hazırlamak üzere mutabakat zaptı imzaladı. Bu anlaşma, enerji politikalarında sürdürülebilir çözümlere yönelen ülkelerin daha kapsamlı projelerde yan yana ilerlemesini sağlayacak bir adım oldu.
Yeni Proje İçin İki Ülke Arasında Diyalog Mekanizması Kuruluyor
Ankara’daki forum, demir yolu yatırımlarında uzun vadeli bir iş birliği zemini oluşturdu. Heyetler arasındaki görüşmelerin ardından imzalanan mutabakat, hidrojen yakıtlı trenlerin Türkiye’de hangi aşamalarla üretilebileceğine dair planlamayı kapsadı. Sürecin ilerleyen bölümünde iki tarafın teknik ekipleri düzenli temas kuracak, üretim kapasitesi ve teknolojik gereksinim değerlendirilecek.
İmzalanan belge, yatırımcıları, kurumları ve teknik uzmanları aynı platformda buluşturacak bir diyalog yapısının kurulmasını içeriyor. Böylece demir yolu endüstrisinde yeni teknolojilerin ele alınacağı sürekli bir çalışma ortamı oluşacak.
Birleşik Krallık’ın Ankara Büyükelçisi Jill Morris, forumda yaptığı konuşmada iki ülkenin ulaştırma projelerinde yürüttüğü temasların giderek büyüdüğünü söyledi. Büyükelçi, demir yolu sektöründeki çalışmaların diplomatik ve ekonomik ilişkilerin doğal bir parçası haline geldiğini belirtti. Türkiye’nin NATO müttefiki ve G20 üyesi olarak bölgesel ağırlığı bulunduğunu ifade eden Morris, iki ülkenin savunmadan enerjiye uzanan geniş bir iş birlikleri dizisine sahip olduğunu aktardı.
Morris, ticaret hacminin yaklaşık 28 milyar pound seviyesine ulaşmasının bu ilişkilerin ekonomik ayağını güçlendirdiğini dile getirdi. Açıklamasında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TCDD’ye duyduğu memnuniyeti de vurguladı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Yalçın Eyigün, Türkiye’nin demir yolu çalışmalarını bölgesel bağlantılarla güçlendiren bir anlayışla yürüttüğünü söyledi. Türkiye’nin Çin ile Londra arasında doğal bir koridor oluşturduğunu belirten Eyigün, Zengezur Koridoru’nun bu stratejinin önemli bir halkası olduğunu ifade etti.
Eyigün, ülkede devam eden projelere de değindi. Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli hattının gelecek yıl Bursa’ya ulaşacağını, Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep hattının ise ticaret trenlerine açık uzun bir güzergâh oluşturduğunu aktardı. Bu yeni hatların şehirler arası ulaşımı güçlendireceğini söyleyen Eyigün, demir yolu projelerinin yalnızca altyapı değil, kültürel ve ekonomik açıdan da değer taşıdığını belirtti.
Hidrojen bazlı ulaşım yatırımları, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de uzun vadeli enerji politikaları açısından ülkelerin dikkatini çeken bir alan oldu. Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan mutabakat, yerli üretim kabiliyetinin geliştirilmesine katkı sunacak nitelikte değerlendiriliyor. Yapılacak teknik çalışmalar sonucunda Türkiye’nin hidrojen depolama, güvenlik, test süreçleri ve üretim zinciri gibi aşamalarda yeni bir bilgi birikimi kazanması hedefleniyor.
Bu adım, demir yolu araçlarının gelecekteki dönüşümünde Türkiye’nin daha aktif bir rol üstlenmesini sağlayacak bir imkân ortaya çıkaracak. Uzmanlar, bu tür ortaklıkların hem teknolojik gelişmeler hem de uluslararası ağlar açısından ülkelerin rekabet gücünü artırdığını belirtiyor.