Ankara Üniversitesi’nde gerçekleştirilen uluslararası bir araştırma projesi, gök bilimi alanında önemli bir keşfe imza attı. Doktora araştırmacısı Selçuk Yalçınkaya liderliğindeki ekip, yaşanabilir bölge sınırları içinde konumlanan bir ötegezegen de dahil olmak üzere toplam dört yeni ötegezegenin varlığını doğruladı.
Söz konusu bilimsel çalışmanın detayları, Astronomy & Astrophysics gibi uluslararası saygınlığa sahip bir dergide hakem onayından geçerek yayımlandı. Bu keşif, yaşam potansiyeli barındırabilecek gezegen arayışında önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor.
Gözlemler Geçiş Yöntemiyle Gerçekleştirildi
Yalçınkaya, TÜBİTAK burs desteğiyle araştırmalarını Belçika’daki Liege Üniversitesi’nde sürdürürken Türkiye Ulusal Gözlemevi ve Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi’nden de veri topladı. Çalışmada Nobel ödüllü bilim insanlarının da katkısı bulundu.
Ekip, ötegezegenlerin keşfinde en sık kullanılan yöntemlerden biri olan “geçiş tekniği”ni uyguladı. Bu yöntemde gezegenin yıldızının önünden geçerken yarattığı ışık değişimleri incelendi. Elde edilen verilerle gezegenlerin büyüklüğü, dönüş süresi ve atmosfer yapısı hakkında çıkarımlar yapıldı.
Araştırma sonucunda Güneş’ten daha küçük üç yıldız sisteminde dört ötegezegen belirlendi. TOI-5799 yıldızının çevresinde iki, TOI-1743 ve TOI-6223 yıldızlarının çevresinde ise birer gezegenin varlığı doğrulandı. Yaklaşık 90 ışık yılı uzaklıktaki TOI-5799 sistemi, araştırmanın en dikkat çekici bulgusunu oluşturdu. Bu sistemdeki TOI-5799c adlı gezegen, yaşanabilir kuşağın iç sınırında yer alıyor. Bu özellik, gezegenin yüzeyinde sıvı suyun bulunma olasılığını artırıyor.
Selçuk Yalçınkaya, James Webb Uzay Teleskobu ile yapılacak ileri gözlemler sayesinde bu gezegenin atmosferine dair doğrudan veriler elde edilebileceğini belirtti. Araştırmacıya göre, TOI-5799c atmosfer barındırıyorsa gelecekte yaşam izleri açısından önemli ipuçları verebilir.
Ekip tarafından belirlenen diğer ötegezegenler arasında TOI-6223b, Neptün benzeri yapısıyla öne çıkıyor. Yıldızına yakın konumu nedeniyle yüzey sıcaklığının oldukça yüksek olduğu tahmin ediliyor. TOI-1743b ise Dünya’dan yaklaşık yüzde 70 daha büyük karasal bir gezegen olarak tanımlanıyor. Yörüngesini sadece dört günde tamamlayan bu gezegenin atmosferini kaybetmiş olabileceği düşünülüyor.
TOI-5799b ve TOI-5799c olarak adlandırılan diğer iki gezegen, boyut bakımından Süper-Dünya kategorisinde değerlendiriliyor. TOI-5799b yıldızına oldukça yakın yörüngede bulunurken, TOI-5799c daha dış bölgede yer alıyor. Bu durum, 5799c’nin yaşanabilirlik açısından daha avantajlı konumda olduğunu gösteriyor.
Araştırma ekibi, TOI-5799c’nin atmosferini gözlemleyebilmek için yeni teleskop verilerini değerlendirmeyi planlıyor. Yalçınkaya, “Eğer atmosfer varsa, yaşamı destekleyebilecek gaz bileşenleri tespit edilebilir. Bu gezegen, yaşam barındırma potansiyeli açısından özel bir aday olarak öne çıkıyor” açıklamasında bulundu.
Tezin danışmanı Prof. Dr. Özgür Baştürk ise James Webb Uzay Teleskobu’nun bu gezegenin atmosferini gözlemlemesi halinde yaşamı destekleyebilecek unsurlar hakkında önemli sonuçlar elde edilebileceğini ifade etti. Baştürk, TOI-5799c’nin karasal yapıdaki az sayıdaki adaydan biri olduğunu belirtti.