Robotik teknolojisinde en büyük hedeflerden biri insan elinin karmaşık yapısını taklit edebilmek olarak öne çıkıyor. Mühendisler, insan elinin çevikliğini ve hassasiyetini taklit eden robotik sistemler geliştirerek üretimden sağlık hizmetlerine kadar pek çok alanda devrim yaratmayı hedefliyor.
Robotik Ellerin Gelişimi Üretim Süreçlerini Dönüştürüyor
Dünyanın farklı araştırma merkezlerinde mühendisler, insan elinin ince hareketlerini taklit eden robot sistemleri geliştirmek için çalışmalar yürütüyor. Yürüyebilen, denge kurabilen ya da ağır nesneleri kaldırabilen robotlar geliştirildi ancak insan eline benzer çevik ve hassas bir yapının üretilmesi hâlâ en zorlu mühendislik sorunlarından biri olarak görülüyor.
Tesla tarafından geliştirilen Optimus adlı insansı robot, bu hedef doğrultusunda öne çıkan projeler arasında yer alıyor. Uzmanlar, bu tür robotların insan benzeri el yapısına kavuşmasıyla birlikte küresel robotik pazarının 2050 yılına kadar 5 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşabileceğini tahmin ediyor.
Northwestern Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, insan elinin dokunma hassasiyetini taklit eden robotik sistemler üzerinde çalışıyor. Yapay deriyle kaplanan prototip robot eller, temas anında sıvı tabanlı sensörler aracılığıyla elektriksel değişimleri algılayarak veriye dönüştürüyor. Bu veriler, robotların farklı yüzeyleri tanımasına ve nesneleri daha dikkatli kavramasına yardımcı oluyor.
Araştırma ekibinin başındaki Profesör Kevin Lynch, robotların halkaları dizmek, küçük nesneleri kavramak ya da cisimleri hassas şekilde yönlendirmek gibi görevlerle eğitildiğini belirtiyor. Bu sayede robotlar, zamanla öğrenme algoritmaları aracılığıyla el koordinasyonlarını geliştiriyor.
Columbia Üniversitesi’nden Profesör Matei Ciocarlie, dört parmaklı bir robot el tasarımı üzerinde çalışıyor. Bu el, nesnelerin şeklini ve dokusunu yalnızca dokunma verileriyle analiz edebiliyor. Böylece görsel algıya bağımlı olmadan hassas hareketler gerçekleştirebiliyor. Sistem hâlen geliştirilme aşamasında olsa da araştırmacılar bu yaklaşımın daha ekonomik ve pratik bir alternatif sunduğunu belirtiyor.
Boston Dynamics’in geliştirdiği Atlas adlı robot da el tasarımıyla dikkat çekiyor. Üç parmaklı yeni el yapısı, gerektiğinde başparmak benzeri bir tutuşa geçebiliyor veya geniş yüzeyli bir kavrama oluşturabiliyor. Bu sistem sayesinde robot, farklı büyüklükteki nesneleri taşıyabiliyor ya da ağır parçaları dengeleyebiliyor.
Grippers are one of the most intricate parts of a humanoid robot: packed with actuation and sensing, durable enough to handle tough jobs and precise enough to handle fragile items. Our engineers share the Atlas gripper's evolution and design principles. pic.twitter.com/sAxxhVwY8z
— Boston Dynamics (@BostonDynamics) October 8, 2025
Bazı girişimler, insan eline birebir benzeyen karmaşık tasarımlar yerine daha pratik çözümler geliştiriyor. San Francisco merkezli MicroFactory şirketi, üretim hatlarında kullanılmak üzere iki kollu robotlar üretiyor. Bu robotlardan biri özel bir aletle donatılırken diğeri iki parmaklı bir kıskaçla parçaları sabit tutuyor. Bu sistem, lehimleme, vida sıkma veya koruyucu film soyma gibi işlemleri düşük maliyetle gerçekleştirebiliyor. Şirketin kurucusu Igor Kulakov, bu yaklaşımın maliyetleri düşürdüğünü ve küçük işletmelere de otomasyon olanağı sunduğunu ifade ediyor.
Introducing MicroFactory
A robot that automates repetitive manual work — starting with electronics assembly. pic.twitter.com/GapCBmiitx
— Igor Kulakov (@ihorbeaver) May 29, 2025
Robotik el araştırmalarının en önemli hedeflerinden biri, üretim ve bakım alanlarında yaşanan iş gücü açığını azaltmak. Northwestern Üniversitesi’nden Profesör Ed Colgate, geliştirdikleri teknolojilerin yalnızca büyük şirketlerin değil, küçük ve orta ölçekli işletmelerin de kullanımına açılacağını belirtiyor. Colgate, bu çalışmaların yeni istihdam alanları oluşturabileceğini ve üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hale getireceğini vurguluyor.