Marakeş’te Yves Saint Laurent ve Köpeklerinin Hikâyesi

Musée Yves Saint Laurent Marakeş, bu yıl modanın en büyük isimlerinden birinin kişisel dünyasına alışılmadık bir kapı aralıyor. Yves Saint Laurent and His Dogs başlıklı sergi, tasarımcının yaşamı boyunca yanında olan köpeklerle kurduğu bağı, duygusal olduğu kadar sanatsal bir düzlemde yeniden ele alıyor. Küratör Martin Bethenod tarafından hazırlanan sergi, 29 Eylül 2026’ya kadar ziyaret edilebilecek. Arşiv belgeleri, çizimler, mektuplar, fotoğraflar ve sanat eserlerinden oluşan kapsamlı bir seçki, Saint Laurent’in “Ben bir köpek insanıyım” sözünü eksenine alarak izleyiciyi sanatçının en özel alanına davet ediyor.

Saint Laurent’in yaşam öyküsünde köpekler yalnızca birer dost değil, aynı zamanda bir duygusal denge unsuru. Onun hayatına yön veren iki figür serginin merkezinde yer alıyor: Hazel adını verdiği chihuahua ve Moujik ismini taşıyan dört Fransız bulldog. Hazel, Saint Laurent’in zarafetle karışık teatral tarafını yansıtırken; Moujik’ler, sanatçının melankolik ruhuna sadakatiyle eşlik eden sessiz tanıklar olarak karşımıza çıkıyor.

Bu köpekler yalnızca evin içinde değil, yaratıcı süreçte de varlar. Saint Laurent’in ofisinde, çizim masasında, hatta defile hazırlıklarında bile onlara rastlamak mümkün. Sergide yer alan eskizlerde ve özel mektuplarda, bu dostların onun içsel dünyasındaki yerini görmek neredeyse mümkün hâle geliyor. Onlar, bir sanatçının yalnızlıkla, kaygıyla ve başarı baskısıyla kurduğu ince dengede kilit rol oynuyorlar.

Yves Saint Laurent and His Dogs, Amigo forever kitabı.

Köpek, Moda ve Mit: Bir Kültürel Okuma

Sergi, köpek figürünü yalnızca kişisel bir anlatı unsuru olarak değil, aynı zamanda modern modanın kültürel sembollerinden biri olarak ele alıyor. Örneğin chihuahua, Saint Laurent’in dünyasında bir aksesuar değil; belirsizlik, cinsiyet akışkanlığı ve toplumsal normlara meydan okuma anlamına geliyor. Sergi, bu figürü Marlene Dietrich’in androjen zarafeti, Coccinelle’in cinsiyet kimliği dönüşümündeki cesareti ve Jayne Mansfield’in abartılı Hollywood feminenliğiyle ilişkilendiriyor. Böylece köpek, Saint Laurent’in modada açtığı alan gibi, kimlik sınırlarını aşan bir varlık olarak yeniden tanımlanıyor.

Sergideki sanat seçkisi, Saint Laurent’in köpeklerini bir ikonografiye dönüştüren sanatçılara da yer veriyor. Andy Warhol’un 1986 tarihli Moujik II portresi, David Hockney’nin Moujik IV resimleri, ve Saint Laurent’in kendi “LOVE” kartları bu bağlamda öne çıkıyor. Her yıl sevgilisine ithafen hazırladığı bu kartlarda Moujik’in çizimleri sık sık karşımıza çıkıyor—bu da köpeğin tasarımcının duygusal evrenindeki sürekliliğini vurguluyor.

Yves Saint Laurent and His Dogs. Fotoğraf: Nighty Magazine.

Fotoğraf bölümü ise Horst P. Horst, Bettina Rheims ve Pierre & Alexandra Boulat gibi isimlerin objektiflerinden oluşuyor. Bu karelerde Saint Laurent’i yalnızca moda tarihinin ikonik figürü olarak değil, kırılgan, yalnız, ama bir o kadar da kendine has bir dünyaya sahip bir insan olarak görmek mümkün.

Serginin Marakeş’te açılması ise tesadüf değil. Saint Laurent, 1960’lardan itibaren kentin büyüsüne kapılmış ve burada ikinci bir hayat kurmuştu. Marakeş, onun için sadece bir coğrafya değil; renklerin, dokuların ve duyguların yeniden doğduğu bir ruh hâliydi. Bahçelerinde gezinen köpekleriyle geçirdiği sessiz sabahlar, onun tasarımlarındaki dingin ama çarpıcı estetiği şekillendirdi. Bu sergi, o dünyanın izlerini yeniden görünür kılıyor.

Yves Saint Laurent and His Dogs.

Yves Saint Laurent and His Dogs, Norma Editions’ın Amigos Forever adlı projesinin bir parçası olarak tasarlandı. Bu seri, büyük sanatçıların yaşamlarını köpekleriyle kurdukları ilişkiler üzerinden okuyor. Marakeş’teki yorumuyla sergi, moda tarihinin en melankolik figürlerinden birine hem entelektüel hem duygusal bir saygı duruşu niteliğinde.

Küratör Bethenod’un ifadesiyle sergi, “Saint Laurent’in evrenine duyusal bir yakınlık kazandırmak, onun yaratıcılığının kalbinde yer alan duygusal sürekliliği anlamak” amacı taşıyor. Sonuçta ortaya çıkan şey yalnızca bir moda retrospektifi değil, insan ve hayvan arasındaki sessiz bağın sanata nasıl dönüştüğüne dair evrensel bir hikâye.

Marakeş’te Yves Saint Laurent ve Köpeklerinin Hikâyesi yazısı ilk önce ArtDog Istanbul üzerinde ortaya çıktı.