Şirketler uzun süredir yapay zekâ yatırımlarını bulut ortamlarına odaklamış durumda olsa da son araştırmalar bu yaklaşımın değişmeye başladığını gösteriyor. Yeni dönemde işletmeler, bulutun esnekliğini korurken veriyi yerel altyapılarında işleyebilecek daha dengeli bir yapı kurmaya çalışıyor.
Yapay Zekâda Hibrit Model Ön Plana Çıkıyor
TECHnalysis Research tarafından yapılan geniş kapsamlı bir araştırma, orta ve büyük ölçekli kuruluşların artık “önce bulut” anlayışını terk ettiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre şirketler, yapay zekâ çalışmalarını kamu bulutları, özel veri merkezleri ve uç cihazlar arasında dengelemeye yöneliyor. Bu yaklaşım hem maliyetleri düşürmeyi hem de veriyi daha güvenli şekilde yönetmeyi hedefliyor.
Veri gizliliği ve uyumluluk konularında artan hassasiyet, kurumları daha kontrollü çözümler aramaya yönlendiriyor. Kamu bulutunda yapılan her işlem, maliyet ve güvenlik açısından dikkatle değerlendiriliyor. Bu nedenle birçok şirket, eğitim süreçlerini bulutta yürütürken kritik verileri yerel sistemlerde saklamayı tercih ediyor.
Araştırmaya katılan şirketlerin yaklaşık yüzde 80’i, yapay zekâ iş yüklerinin bir kısmını buluttan yerel altyapılarına taşıdığını ya da bu yönde plan yaptığını belirtti. Yalnızca beşte biri bu tür bir dönüşüm düşünmüyor. Şirketler bu adımı, artan bulut maliyetlerini kontrol altına almak ve hassas verilerin yönetimini kendi ellerinde tutmak amacıyla atıyor.
Katılımcıların yüzde 77’si, önümüzdeki üç yıl içinde yerel yapay zekâ yatırımlarını artırmayı planladığını ifade etti. Bu eğilim, kurumların yalnızca teknoloji değil bütçe planlarını da yeniden şekillendirdiğini gösteriyor.
Hibrit yapının yalnızca bulut ve veri merkeziyle sınırlı kalmadığı görülüyor. Kuruluşların yüzde 60’ı, yapay zekâyı uç cihazlara entegre ettiğini veya kısa vadede etmeyi planladığını belirtti. Uç yapay zekâ, veriyi cihaz üzerinde işleyerek daha hızlı tepki süresi ve güçlü gizlilik sağlar. Ancak bu yaklaşım cihaz kaynaklarının sınırlı olması ve güncelleme zorlukları nedeniyle dikkatli yönetim gerektirir.
NPÜ destekli bilgisayarların yaygınlaşması da bu dönüşümün bir parçası olarak değerlendiriliyor. Katılımcıların yüzde 85’i, yerel yapay zekâ işlemleri için cihaz üzerindeki NPÜ birimlerinin önemli olduğunu vurguladı. Bu oran iki yıl içinde yüzde 90’ın üzerine çıkacak.
Araştırma sonuçları, şirketlerin gelecekte yapay zekâ iş yüklerini bulut, yerel veri merkezi ve uç cihazlar arasında eşit biçimde dağıtmayı planladığını ortaya koydu. Bu yaklaşım, kurumların güvenlikten ödün vermeden esneklik kazanmasını sağlayacak.
Yapay zekâ artık sadece bulutun gücüyle sınırlı değil. Kuruluşlar kendi altyapılarını geliştirerek kontrolü yeniden kazanıyor. Böylece hibrit yapay zekâ, kurumsal dünyada yeni standart hâline geliyor.
