Kuruluşlar Kontrolsüz Bulut Büyümesinin Bedelini Ödüyor

Kyndryl tarafından hazırlanan yıllık rapor işletmelerin yıllar içinde kontrolsüz bulut ortamları oluşturduğunu gösteriyor. Kuruluşların büyük bölümü ihtiyaçları büyüdükçe kısa vadeli adımlar attı. Şirketler uzun vadeye yayılan bir tasarım anlayışı yerine anlık çözümlerle ilerledi. Ortaya çıkan çok parçalı yapı günümüzde ciddi bir yük oluşturmaya başladı.

Şirketler Plansız Bulut Yapılarının Operasyonlara Zarar Verdiğini Söylüyor

Raporun ortaya koyduğu tablo geniş bulut altyapılarının tesadüfi kararlarla şekillendiğini işaret ediyor. CEO’ların önemli kısmı ortamlarının tasarlanmış bir mimariden çok dağınık bir sürecin sonucu olduğunu kabul ediyor. Bu yaklaşım uzun vadede baskıyı artırdı. Kuruluşlar artan iş yükleri karşısında zorlanıyor. Güvenlik tehditleri her yıl çeşitleniyor. Düzenlemeler sıkılaştıkça karmaşa derinleşiyor.

Kyndryl analizleri işletmelerin yıllarca şansa dayalı ilerlemeden fayda sağladığını ancak dönemin değiştiğini gösteriyor. Şirket başarıyı tasarımla ilişkilendiriyor. Paylaşılan değerlendirmede bulutun artık akıllı sistemler için temel bir zemin hâline geldiği ifade ediliyor.

Kuruluşlar yıl boyunca bulut harcamalarını artırdı. Birçok şirket yapay zekâ projelerini desteklemek için kapasite yatırımlarına yöneldi. Şirketlerin önemli çoğunluğu harcamaların yapay zekâ projelerini hızlandırdığını belirtiyor. Dağınık mimari çalışan sistemlerde entegrasyon sorunları oluşturuyor. Araştırmada yer alan katılımcıların bir bölümü yatırım dönüşünün önündeki temel engelin entegrasyon güçlüğü olduğunu söylüyor.

Rapor hibrit ve çoklu bulut modellerinin iş dünyasında yaygınlaştığını gösteriyor. IT liderlerinin önemli bölümü artık birden fazla bulut sağlayıcısıyla çalışma tercihini bilinçli olarak yaptığını belirtiyor. Birçok kurum hibrit yapıya yöneliyor. Kuruluşlar verileri kısmen iç ortamlara taşıyarak kontrolü ve uyumu artırıyor. Çalışma yükleri daha az kritik hizmetlerde dış ortamda tutuluyor.

Kyndryl küresel bulut uygulamaları lideri Nicolas Sekkaki hibrit modelin güncel ihtiyaçlara yanıt verdiğini ifade ediyor. Sekkaki veriye erişim beklentilerinin arttığını güvenlik gerekliliklerinin sürekli yenilendiğini belirtiyor. Hibrit yaklaşımın bu değişimi karşılayan bir çözüm sunduğunu aktarıyor.

Raporun dikkat çeken noktalarından biri jeopolitik risklerin stratejileri etkileyen önemli bir başlık hâline gelmesi. Yöneticilerin büyük bölümü küresel bulut bölgelerinde tutulan verilerin risk oluşturduğunu düşünüyor. Birçok kurum düzenleyici kurumların talepleri nedeniyle stratejilerini değiştirdiğini ifade ediyor. Bu değişim veri egemenliğini korumayı amaçlayarak hibrit modellere yönelimi artırıyor.